Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayımladığı bilgilere nazaran;
“Teşrik” Arap lisanında etleri doğrayıp kurutmak demektir. Vaktiyle bayramın birinci günü kesilen kurbanların etleri, bayramın 2., 3. ve 4. günlerinde güneşte kurumaya bırakılırdı.
Bu sebeple bu üç güne et kurutma günleri manasında “eyyam-ı teşrik / teşrik günleri” denilmiştir. “Tekbir” ise Allah’ı ululamak, yüceltmek demektir.
Kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın 4. gününe ikindi namazına kadar ikindi namazı dahil farz namazlardan sonra toplam 23 kere “Allâhü ekber Allâhü ekber lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd” cümlesini söylemeye “teşrik tekbiri” denir.
Teşrik tekbirlerinin dinî kararı nedir, bu tekbirleri kimler ne vakit getirir?
Hz. Peygamberin (s.a.s.), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 315; Dârekutnî, es-Sünen, III, 439, 440).
Buna nazaran Hanefîlerde tercih edilen görüşe nazaran arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın akabinde teşrik tekbiri getirmek, bayan erkek her Müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz birebir günlerde kaza edilirken teşrik tekbirleri de getirilir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri hâlinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez (Serahsî, el-Mebsût, II, 43-44; İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 82). Şâfiî mezhebine nazaran ise teşrik tekbirleri sünnettir (Mâverdî, el-Hâvî, II, 500-501).